

Sevda bir ates buldu sende, egilip öptü seni Artik kimse denizi bilmiyor.
Dirseklerini
masaya koyusundan belli Gelip gecen bir günü bitirmek istemedigini Sevda bir umut buldu sende.
Ey bir yolcu
listesinde bir oluyu arayan Artik kimse gözlerini bilmiyor.
Sunu imzala Bit mektup, bir telgraf alindisi degil
Unutulmus bir sevdadir kapisini çalan Ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan Kimse artik bir sey giymek istemiyor.
Sonra bir pencereden kendine Ay isigi gibi vuran sen Ne sanana baskasina benziyor.
Ve iste bir dip
baligi su boslugunda Çirparaktan yüzgeçlerini Hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor
'ugultuyu ebrulastiran imgesel yanilsamalar siiri..'
Ugultunun ebruli oldugu tuval
düstü yüregime..
Seni düslerken bile incitmeyecegim.. Usul usul düsleyecegim..
Bir kaval sesidir
nidalarima eslik eden onu da yiprattim ama..atmayacagim..
Agiz boslugumda gelir-gider med-cezirler..anlatmayacagim..
Dilime günlerden beri yapisip durmus bir türkü Söküp dilimden..söyletmeyecegim..
yüregimdir bestekarin
icra ettigi her sarkida gözlerinin..derletmeyecegim..
Beklerken kapi önlerinde Bulutlara salacagin kokunu...koklatmayacagim...
Bir rüzigar eser durur..dinmez herhalde.. toprak ufkuma..döktürmeyecegim..
Damla damla yag toprak
ufkuma.. damlalari..kaybetmeyecegim...
Tabiat renginden giyinse.. uyanik mezarlikta gezintide olsam topragi
topragindan..giydirtmeyecegim..
terkedilmis alanlara girsek her lokmada yalnizligimi yutacagim.. agaçlara..yutturmayacagim..
Esrik agaçlarin gelmisse raks vakti... türkü ummaninda çengide olsa agaci...oynatmayacagim..
Imgesel
bir yanilsamadan bahsetmeyecegim.. çünkü ben bu defa.. yaniltmayacagim..
Mehmet KIZILAY -Karanfil siirler
Ne kadar degismissin ben görmiyeli, Ellerin güzelligini kaybetmis nasirdan, Hüzün rengi almis
saçlarinin her teli Gözlerine gölgeler düsmüs kahirdan, Gözlerin ki, gördügüm gözlerin en güzeli Ne kadar degismissin
ben görmiyeli
Böyle mahsun kederli degildin eskiden Fikir fikir gülerdi gözlerinin içi Dudaklarin nemliydi
sevgiden, arzudan Yapraklarina çig düsmüs karanfiller gibi Baygin kokusuna anilarla beraber giden Böyle mahsun
kederli degildin eskiden
Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar Aglamaktan mi karadi gözlerin Bir zamanlar göz
yasini sevmezdin Simdi neden yasardi gözlerin Hasta misin, yorgun musun nen var Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar
Arzular vardir bilirsin anlatilamaz Eskisi gibi kalsaydin ne olurdu Taptaze, ipilik kar gibi beyaz Keder
sana yakismiyor gül biraz Arzular vardir bilirsin anlatilamaz.

Ates gibi bir nehr akiyordu Ruhumla o ruhun arasindan
Bahsetti derinden ona halim Askin bu onulmaz yarasindan.
Vurdukça bu nehrin ona aksi Kaçtim o bakistan,
o dudaktan Baktim ona sesizce uzaktan Vurdukça bu askin ona aksi... |
. |

beklenmedik bir firtinaydi gelisin... uyandirdin sessizligimi aysiz gecelerde yarali bir
deniz gibi hiçkirdigini bir fanus altinda sikisip kaldigini.. askla kenetlenen kalplerimizin.. me'yus oldugunu,bunaldigini
biliyorum,hayal bekçisiyim.. mehtabi arayan karanliklarda yagmur yakismiyorsa.. güvercin gözlerine yakismiyorsa
yagmur nasil açabilirim bulutlara derdimi nasil geçebilirim mayinli köprülerden.. sellere karisan ayaklarimla
yigilip kaliyor en güzel umutlarim vurgun yemis denizciler misali gögsümün katranli sahillerinde zifiri saçlariyla
infazima agit yakan menziller en salgin boslugumu akitiyor üstüme... ben mehtabi arayan bir hayal bekçisiyim ben
sevda sokaginin yoksul çiçekçisiyim ben kor merdivenlere göklerle tirmanirim kizgin günes altinda yemyesil islanirim..
ben mehtabi arayan bir hayal bekçisiyim.. ben korsan bir geminin mahzun kürekçisiyim.. ben yaklasan saati beklerim
odalarda ihtilaller yaparim gözlerine dalar da.....

Mavi, maviydi gökyüzü Bulutlar beyaz, beyazdi Boslugu ve üzüntüsü Içinde ne garip yazdi...
Garip, güzel, sonra mahzun Isikla yagmur beraber, Bir türkü ki gamli, uzun, Ve sen gülünce açan güller.
Beyaz, beyazdi bulutlar Gölgeler bugulu, derin; Ah o hiç dinmeyen rüzgâr Ve uykusu çiçeklerin.
Mor
aydinlikta bir çinar Veya kestane dibinde; Mahmur süzülen bakislar Ikindi saatlerinde...
Birden gülümseyen
yüzün Sabahlarin aynasinda Ve beni çildirtan hüzün Iki bakis arasinda.
kim bilir simdi nerdesin senindir
yine aksamlar merdivende ayak sesin rihtim tasinda gölgen var
Çayda akan su gibi , çölde esen yel gibi Iste bir günü
daha kayboldu ömrümün. Ben ben oldukça iki günün gamini bir çekmem. Biri geçip giden gün biri gelecek gün. |
. |
Kimsesizdi asilligin Soyu tukenmis masal kuslari gibi beklerdin beni dukkanlarin onunde sokak
koselerinde...
Kimse sigamazken kendi gecesine sen kapilarin onundeki sahipsiz dalginliga vurulurdun
Cok
iyi bildigin bir meyhaneydi dunya duslere karsi yasanan...
Tehlikeliydin, kimsesizdi asilligin en kirli yerde
arardin sevgiyi... en dipte...
Hayatin en unutulmus yerinde...

Sömürgen cami güvercinleri sizin olsun O doyumsuz lapaci güvercinler Kursun bugusu güvercinleri
severim ben Kanat uçlari çelik yesili
Kus dedigin piyerlotisiz yasamali Adaksiz avlusuz sadirvansiz Buluttan
süzmeli suyunu Kusçular çarsisinda tüy dökmemeli
Benim güvercinim tunç gagali Kimlerin bakisi kardesçedir
Kimlerin bakisi düsmanca Kendisi hangi kavganin güvercinidir bilir
Tüneyip acimanin saçaklarina Miskin
sevilerle bitlenmez Kanadindan çok pençesine güvenir
Baris taklalari süzülmeler Gagalarda zeytin dali Perendeler
maviliklerde Tüm gösteriler resimlerde kalmali
Güvercin dedigin uyanik olmali Tüyler duman duman öfkeden Yanip
tutuysmali gözbebekleri Sevgiden tipir tipir bir yürek Özgürlügünce dövüsken

çatilarin üzerinde yürürdü serçeler kanatlarindan günisigi dökülürdü cigerleri sökülür gibi
öksürürdü yokusa vurdukça erkenci isçiler
ekmeginin yanina günesi koyup usulca bakkaldan çikan çocuk bir
çift kanat açardi kösede ben dönerdim geceyarilarindan üstüm basim çatisma içinde
sardunyalarin arasinda pencerede
sen taze bir badem gibi dururdun beni her sabah böyle vururdun çekip gözlerine mahmur bulutu
günaydin
derken salt dudaktin biri seni mutlaka öpüyordu bana mi öyle geliyordu sen mi çok ufaktin
saçlarinda miniminnacik
papatya ardinda çiçek bahçesi ayip bir söz gibi yürürdün gözlerimi alip götürürdün körleme kalirdim
gidisini
görüp de dönüsünü beklememek olur mu beklerdim tahtaya gömülen çiviler gibi bluzunun altinda kanatlanan çifte kumruyu
biraz köylü biraz burjuva sanirim kalçalarindan almisti o felaket huyu
II
kimdin neydin neciydin
benim fikrim yoktu senin yasin ve korkun kimi vakit konugu olurdun duvar diplerinde kalles ölümlerin kokladigi
evimin
tomurcuklari patlayan bir dal gibi gülerdin kahve içtigimiz fincana pencereye kilime duvara tabakta
dilimlenmis elmaya çin çin mavi saçilirdi en olmadik yerde etegin açilirdi aklim karisirdi
ne mümkündü
görmemek hissetmemek incecik parmaklarinda askla tüterdi deger degmez dudaklarina bütün sigaralar erkekti
III
sen hep oralardaydin küçük hos görüntülerinle ben yüzümü rüzgara verirdim saçimin her telini uzak mavilere
götüren denize dönerdim sonra sirtinda dalgalar yürüten
terim sogurdu bir köpek namlu ensekökümde dururdu
iskence suradaydi cezaevi burada yürürlerdi benimle yürüsem uzansam yatarlardi yanima onlar benim gölgelerimdi
bir önüme düserlerdi bir ardima
IV
kapandi üstüme geceyarilari polisler sürüklüyordu beni
kent boydanboya susuyordu bulvarda bir agaç gürültüyle kusuyordu
kapandi üstüme geceyarilari sen yoktun
okul arkadaslarimin adini telefon numaralarini sinema kapilarini öptügüm ilk kiz gibi içtigim ilk sigara ilk
içki çiktigim ilk afis gecesi gibi aklimda tuttum bir senin adini adini unuttum
animsamak kuslari
biçak uçmalari

Bir gün gelir de unuturmus insan En sevdigi hatiralari bile Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurdugu zaman Beni unutma Çünkü ben her gece o saatlerde Seni yasar ve seni düsünürüm Hayal
içinde perisan yürürüm Sen de karanligin sustugu yerde Beni unutma O saatlerde serpilir gülüsün Bir avuç su
gibi içime, ey yar Senin de basinda o çilgin rüzgar Deli esiverirse bir gün Beni unutma Ben ayagimda çarik,
elimde asa Senin için su yollara düsmüsüm Senelerce sonra sana dönüsüm Bir mahser gününe de rastlasa Beni
unutma Hala duruyorsa yesil elbisen Onu bir gün benim için giy Saksidaki pembe karanfilde çig Ve bahçende
yorgun bir kus görürsen Beni unutma Büyük acilara tutustugum gün Çok uzaklarda da olsan yine gel Bu ölürcesine
sevdigine gel Ne olur Tanriya kavustugum gün Beni unutma
Bengales'ten geliyorum, Basim toz toprak, tam bir bemgilim Raylarda
cesedim.
Elime bakin, ayasina yazilanlar Alin yazim, yüz karam Naylon torbada ayak parmagim, Müdür beyin
dilinde adim, nisanlim pencerede ben hala yoldayim, bir kara trendeyim.
Bekleme bosuna, Sen de pencereyi
çek be güzelim, Yarin çamasir günü, ip ve mandallar Balkonun üst kösesinde olmali, Babanin alet çantasinin üstünde,
Kolay bulursun.
Cigerlerine iyi bak Çiplak ayakla basma yerlere Ister agla, ister aglama Ben artik
hiç gelmiyecegim, Ölüden sayilirsam bakan beyin, kara paracilarin, otobüs agalarinin, seninle gurur duyduklarimizin
kahvesine köpük sayilmazsam da herhalde Hindistan'da bir yerde olacagim.
Illa ki tel bekleme.
Istanbul,
23 Temmuz 2004
***Dost*** |
. |
Kirik kaldirimlari adimlayan âmâ bir çocukmusum ben çamurlu
sokaklar olmus atlasimiz is kokulari sinmis iki yüzlü rüzgarin, soluksuz biraktigi sokak lambalarina... Dogurgan
karanliklarin sürdügü izlerde / titreyen ve sözde mertligin heba ettigi bir alkis sesi(sin) sen...
Içine
menfaatlerin dolduruldugu mayinlari dösemisler dostluk yoluna....
Gül bahçesi diye utanmadan sunarlarken,
bana ben mayinlara dogru yürümeliydim degil mi? hem de kosarcasina...!
Korkum yok dost / Olamaz.. doyasiya
güvendim sana....Hassas ama acilarin nasirlastirdigi yüregim sen de parçalanip, dagilicaksa Bu aci ebedi unutulmazim
/ olacaksa raziyim mayinlara basip / virane bir yüregin sahibi olmaya! yakisti mi bu istirab libasi / bir bak!
Ve bir gölün durulugunda sevisirken / gölge oyunlari kaosta atan sah damarina tut / yalanlarini...
Bu
gece; yelkovan ve akrebin nazi / sahi kalkti neredeyse ne gece sabah olmak bildi, ne de içimdeki nedenlere cevap
geldi donup kaldim zaman seyrinde... göz yaslarim sustu gururum da yasakladi kahrolmami..
Açik bir kapi
birakmistim / fitratlara binaen kelimelerde dügümler atiliyor / kilit anahtar sesi yutuyor / susma (lar) daireler
çiziyor söyle mecbur muydun ezilmis bir yüregi / kanatmaya? Çok ince bir dünyanin / cellâdi oldun seve seve
Korkum
yok dost....Olamaz.. doyasiya güven(dim) sana.... |
. |
Külleri Eselemek |
. |
Içimi ezer delice bir cesaret görünmez bir el kilitler
kapilarimi, miskinligimden degil bu minnet çaresizim seni sevdigimi söyleyemem.
Dilsizim.
Çirpinmayi
bile unutmus bir serçe gibi saklarim gögsüme kanatlarimi, kadinligin böyle karsima dikeldikçe utanirim seni sevdigimi
söyleyemem.
Dilsizim.
Bilinç denen sey seffaf bir hançer her gece deser yarami, yillar divane ömrümden
zulümle geçer halsizim seni sevdigimi söyleyemem.
Dilsizim.
Eski yalnizliklardir soframdaki nicedir hayatla
katlayamam yorgun yasimi, büyük asklar hep gecikmeli gelir garibim seni sevdigimi söyleyemem.
Dilsizim.
Erken
geldin dünyaya, benden önce benden önce kostun yollarimi, su ince yagmur dinince gidecegim seni sevdigimi söyleyemem.
Misafirim. |
Ikilem |
. |
Güzel kadinlara kederli sarkilar söyletmeyin Birbirini
çogaltiyor üç aci Kadin,güzellik ve sarki...
Kederli sarkilari güzel kadinlara söyletin Birbirini bütünlüyor
üç aci Kadin,güzellik ve sarki...
Ey insan ömrünü dolduran biçimleyen duygu Hüzün müdür her vakit mutlulugun
bir yüzü?... |
Sesinin Yumusak Kavi |
. |
Konus, durmadan konus Sesinin yumusak kavi Sevgiyle
parlatsin Bütün anlamlari. Iste bak sözcükler, Bekliyorlar siralarini
Konus, durmadan konus Köpürtsün
aski ve hayati Dislerinin isildayan beyazi, Adim da bekliyor unutma, Benimle birlikte Sesinle birlikte parlatilmayi
|

Sevda Bir Ates Buldu Sende |
. |
Sevda bir ates buldu sende, egilip öptü seni Artik kimse
denizi bilmiyor.
Dirseklerini masaya koyusundan belli Gelip gecen bir günü bitirmek istemedigini Sevda bir
umut buldu sende.
Ey bir yolcu listesinde bir oluyu arayan Artik kimse gözlerini bilmiyor.
Sunu imzala
Bit mektup, bir telgraf alindisi degil Unutulmus bir sevdadir kapisini çalan Ve sevimsiz bir terlik gibi duran
odan Kimse artik bir sey giymek istemiyor.
Sonra bir pencereden kendine Ay isigi gibi vuran sen Ne sanana
baskasina benziyor.
Ve iste bir dip baligi su boslugunda Çirparaktan yüzgeçlerini Hiç kimseye uymayan bir
mevsim öneriyor |
. |
Düsündeyim, Toprak Ufkuma Yagacagin Günün |
. |
'ugultuyu ebrulastiran imgesel yanilsamalar siiri..'
Ugultunun
ebruli oldugu tuval düstü yüregime..
Seni düslerken bile incitmeyecegim.. Usul usul düsleyecegim..
Bir kaval sesidir nidalarima eslik eden onu da yiprattim ama..atmayacagim..
Agiz boslugumda gelir-gider
med-cezirler..anlatmayacagim..
Dilime günlerden beri yapisip durmus bir türkü Söküp dilimden..söyletmeyecegim..
yüregimdir bestekarin icra ettigi her sarkida gözlerinin..derletmeyecegim..
Beklerken kapi önlerinde
Bulutlara salacagin kokunu...koklatmayacagim...
Bir rüzigar eser durur..dinmez herhalde.. toprak ufkuma..döktürmeyecegim..
Damla damla yag toprak ufkuma.. damlalari..kaybetmeyecegim...
Tabiat renginden giyinse.. uyanik
mezarlikta gezintide olsam topragi topragindan..giydirtmeyecegim..
terkedilmis alanlara girsek her lokmada
yalnizligimi yutacagim.. agaçlara..yutturmayacagim..
Esrik agaçlarin gelmisse raks vakti... türkü ummaninda
çengide olsa agaci...oynatmayacagim..
Imgesel bir yanilsamadan bahsetmeyecegim.. çünkü ben bu defa.. yaniltmayacagim..
Mehmet KIZILAY -Karanfil siirler |
Keder Sana Yakismiyor |
. |
Ne kadar degismissin ben görmiyeli, Ellerin güzelligini
kaybetmis nasirdan, Hüzün rengi almis saçlarinin her teli Gözlerine gölgeler düsmüs kahirdan, Gözlerin ki, gördügüm
gözlerin en güzeli Ne kadar degismissin ben görmiyeli
Böyle mahsun kederli degildin eskiden Fikir fikir gülerdi
gözlerinin içi Dudaklarin nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarina çig düsmüs karanfiller gibi Baygin kokusuna
anilarla beraber giden Böyle mahsun kederli degildin eskiden
Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar Aglamaktan
mi karadi gözlerin Bir zamanlar göz yasini sevmezdin Simdi neden yasardi gözlerin Hasta misin, yorgun musun nen
var Sevdiklerin vefasiz miydi bu kadar
Arzular vardir bilirsin anlatilamaz Eskisi gibi kalsaydin ne olurdu
Taptaze, ipilik kar gibi beyaz Keder sana yakismiyor gül biraz Arzular vardir bilirsin anlatilamaz. |
. |

Parilti |
. |
Ates gibi bir nehr akiyordu Ruhumla o ruhun arasindan
Bahsetti derinden ona halim Askin bu onulmaz yarasindan.
Vurdukça bu nehrin ona aksi Kaçtim o bakistan,
o dudaktan Baktim ona sesizce uzaktan Vurdukça bu askin ona aksi... |
. |
Ahmet Hasim |
. |
Seni karanlikta yatiriyorlar Korkuyorsun geceden Bakip
bakip pencereden Yatagina sokuluyorsun. Ben hep eski yerimdeyim biliyorsun Hava açik oldugu zamanlar Beni
seyrediyor, seviniyorsun. Ah ne olurdu ben de Sana göründügüm sekilde Odana gelseydim. Atesböcekleri gibi
Küçücük avucunda Yanip yanip sönseydim. Seneler geçip gider, büyürsün. Bir gün olur, hepsi biter Endiseler,
o çocuk üzüntün Hepsi biter. Aydinlanir senin için geceler, günes gibi görünürsün. Biraz sabir, küçük çocuk, biraz
sabir! Ama Allah'in koydugu yerde Yildizlar daima yalnizdir.

Çok Sey Var ki Geride Kaldi |
. |
Çok sey var ki, geride kaldi Dönüs yollari kapali, Kara
otag içindeyim; Yerde de kara bir hali... Çok sey var ki geride kaldi Nice sisli-sevgili yüz Her biri bir
yönden öksüz Kiminin ardinda kalinir, Kiminden önce ölünür Zamanla hersey silinir, Bir gerçek yalniz bilinir:
Tanri verdiydi, O aldi.... Ne çok sey geride kaldi Ne çok sey geride kaldi |
. |

Aklim Çikiyor |
. |
Içmeden resmine bakamiyorum Kirilirsin diye aklim çikiyor
Içince karsina çikamiyorum Darilirsin diye aklim çikiyor...
Korkarim derdimi sana dökerken Utanir gözümden
yaslar akarken Uzunca yazamam belki okurken Yorulursun diye aklim çikiyor....
Yakasiz gömlegi giysem egnime
Biricik resmini koysam koynuma Nezaman geçirsem ipi boynuma Sarilirsin diye aklim çikiyor.....
Her beden
bir candan sorumlu sanma Hey ! Ruhu kalbimi saran muamma...! Benim bir kursunluk isim var amma! Vurulursun diye
aklim çikiyor.... |
. |
Cemal Safi |

Ellerimi Bulsaydin |
. |
Bu vapur kalkar birazdan Kalkip gidemeyen bir
ben Martilarin goturup getirdigi Bu vapur kalkar birazdan
Kar soguklarinda iskele Asiklara savunmasiz
durur Kalbime romatizma vurur Bu vapur kalkar birazdan
Bu vapur kalkar birazdan Kederimi yuklenip gitmez
Bir yangindir ki ansizin Ask basladigi gibi bitmez
Bu vapur seni goturur Palamari kalbime gecer Kadikoy
kac adimlik yer Bu uzaklik beni oldurur
Beni denizlere alsaydin Belki cocuklugum biterdi Sen ellerimi
bulsaydin Bu vapur yine giderdi. |


Hazan Bahçeleri |
. |
Kalbim yine üzgün, seni andimda derinden Geçtim yine dün
eski hazan bahçelerinden Yorgun ve kirilmis gibi en ince yerinden Geçtim yine dün eski hazan behçelerinden
Senden
bosalan bagrima gözyaslari dolmus Gördümki yazin bastigimiz otlari solmus Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmus
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden |
. |
Yahya Kemal Beyatli |

Yak Sevdanin Çirasini |
. |
Ne hüzünler kurtarir seni ne çeyiz sandiginin ceviz gölgesi
ve ne de acinin ses duvarindaki yorgun ve bikkin bekleyisler
Acilar karartmissa bile günlerin duvagini düsürmüsse
de ilkyazin tomurcuklarini firtinalar hayat kendini yeniden yaratan bir bahardir verecektir en olgun meyvelerini mutlaka
yeter ki hüzünler sarartmasin yüzünü
Yak sevdanin çirasini türkülerle barajini yikan bir irmak gibi katil
hayata Hüznün isyana dönsün artik bitsin bezginligin ölümcül suskunlugu evde kalmis bir cinsellik degildir çünkü
dünya. |
. |
Ahmet Telli |

Ask Masali |
. |
Nerde ne zaman bu hava çalinsa Hos geldi geçmisteki güzel
günler Nereye gidersen git günlük tasa Birak biraz da sad olsun gönüller
Besiktas'ta gün görmüs bir bahçede
Nisan aksamlarinin en tatlisi Sevdicegim on dördünü sürmede Bende gönüllerin en kanatlisi
Ben delikanliyim
o kiz ve dilber Bahar kokan o yanip tutusan ben Sakadan derken dalmisiz beraber Ask bahçesine çikilmaz içinden
Ölüyorum senin için güzelim Nasil gülüp sokuluyor sahi mi Saçlarini oksayan hangi elim Kollarimda o yarin
kendisi mi
Çöl olsa asar dag olsa yikarim Bizi ayiran kalin duvarlari Bu aci gerçege sonradan vardim Gök
çoktan yesildir,dal çoktan sari
Bir define var gitsem bulur muyum Öpüstügümüz agaçlar altinda Sevmek devam
eden en güzel huyum Insan bir kere sever hayatinda
Ben degilim söz açan gelecekten Var mi yok mu alemde bir
o aksam Hiçbir sey istemiyorum felekten Bir daha seninle beraber olsam |
. |
Cahit Sitki Taranci |

Kirk Yasin Esiginde Bir Siir |
. |
Küçük heyecanlara paydos Çünkü rüzgarla ayni yasdayim
Çünkü günes kardesim Bir irmakla sevismekteyim
Bana artik dingin olmak Bana yalinlik yarasir Içimde
siirin güzelligi Yasamak sevinciyle yarisir
Güzeller güzeli ömrüm Sana gitgide sevdalanistayim Nice emeklerle
dokunmus Bir ince, bir nazli nakistayim
Küçük tasalara, tutkulara paydos Çünkü evrenle ayni yastayim Bassiz
sonsuz doyumsuz Bir basdöndürücü akistayim. |
. |
Ataol Behramoglu |




Bu Gece En Hüzünlü Siirleri Yazabilirm |
. |
Bu gece en hüzünlü siirleri yazabilirim
Söyle diyebilirim : 'Gece yildizlardaydi Ve yildizlar, maviydi, uzaklarda üsürler'
Gökte gece yelinin
söyledigi türküler
Bu gece en hüzünlü siirleri yazabilirim Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu
gece gibi miydi kucagima aldigim Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben
böyle derim Sevmeden durulmayan iri, durgun bakisli gözler
Bu gece en hüzünlü siirleri yazabilirim Duymak
yitirdigimi, ah daha neler neler
Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi Çimenlere düsen çiy yazdigim bu dizeler
Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çikar Ve o benimle degil, yildizlidir geceler
Yürek zor katlaniyor
onu yitirmelere Bakislar sanki onu bana getirecekler
Böyle gecelerdeydi agaçlar beyaz olur Artik ne ben öyleyim
ne de eski geceler
Sesim ara rüzgari ona ulasmak için Simdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler
Simdi kimbilir
kimin benim oldugu gibi Sesi, aydinlik teni, sonsuz uzayan gözler
Sevmiyorum dogrudur, yürek bu hala sever Sevmek
kisa sürdüyse unutmak uzun sürer
Bu gece gibi miydi kollarima almistim Yüregimde bir burgu ah onu yitirmeler
Budur
bana verdigi acilarin en sonu Sondur bu onun için yazacagim dizeler |
. |


|